Bleach Tite Kubo tarafından yazılan bu manga serisi her hafta bir bölüm halinde 2001’den beri dergilerde yayınlanmaktadır. İlk olarak Shueisha’nın Weekley Shounen Jump dergisinde 2oo1 senesinde yayınlanan manga oldukça çok kopya sattı. Japonya ‘da oldukça çok satılan anime konu olarak 15 yaşında bir gencin hayaletleri görme yeteneği üzerine odaklanmaktadır. Doğaüstü, dram ve de romantik komedi temalarını taşıya bu dizi tam olarak 366 bölüme sahiptir. Şu an da bile günümüzde özellikle en çok izlenen animelerden bir durumunda. Herkesin takip ettiği bu anime daha çok karakterlere ve bunların geçmişine odaklanır. Toplamda 80 milyon insanın satın aldığı anime 36 milyondan fazla sattı. Daha sonradan da 2005 senesinde ödül aldılar. Ruhları görme yeteneği olan gencin ruh kovalamasından daha fazla öge yer alır anime de oldukça çok karakter, dünya ve tür vardır. İnsanlar insanüstüler, iyi ruhlar, kötü ruhlar hepsi tamamen aslında Japon Kültürüne ait içselleştirilmiş değerli öğelerdir. Japonların en sevdiği 7. Anime olarak karşımıza çıkan Bleach aslında basit bit anime değildir. Özellikle karakterlere ve onların çizimlerine olayların kargaşalığına terimlere baktığınızda da bunu anlayabilirsiniz.
Bleach Konusu ve özeti
Ve de adını Rukia çiçeğinden alır. İlk başlarda aslında kılıçlar yerine silahlarla savaşılan anime olacaktı bu yüzden de adı Snipe olarak adlandırılacaktı. Baş rolü de İchigo değil, Rukia olacaktı ancak ne yazık ki kız başrol olarak ilgi çekmeyeceğini düşünerek başrol olarak erkek bir karakter yaratılmıştır. Başlarda animede kaptanlar olmayacak ve de sadece bu ikilinin Hollow avlaması konu olarak ele alınacakmış ancak sonradan karakterler üzerinde bayağı eklemeler yapılmaya başlanmış. Japonyada yapılan anketlerde de en çok sevilen ve popüler karakterlerden bir olarak Hitsugaya seçilmiştir. Ayrıcada Zanpaktosu da en beğenilen Zanpaktou olarak seçilmiştir.
Rukia Kuchiki isimli bir Shinigami (Ölüm Meleği) bir gün bir Hollow’u (Kötü Ruh) izlerken başkarakter olan genç ile karşılaşır ve onu görebildiğini fark eder. Bu sayede de kötü ruhla çarpışırken güçlerinin bir kısmını kaybeder, kalan kısmını da genç delikanlıya aktarır. Böylece de ikilinin maceraları başlar. Birlikte kötü ruhları kovalar ve de düzensiz ruhlar üzerinde ruh gömme işlemi yani Konsoh yapar. Onları Ruh Toplumu’na (Soul Society) yollarlar. İlk başlarda hikaye de bu temalar işlenmez daha sonradan hikaye buraya evrilir. Özellikle de Japonya’da ölüm tanrısı(ları) anlamına gelen Japonca bir kelime yaygın bir şekilde Japon kurgularında işlenir. Kültürlerinden ve dinlerinden gelen bu öğeler Şnigami kavramı olup Budizm inancına ait bir kavramdır. Shinigamilik işinden ve ruh toplumundan çok sonraları bahsedilir. Baş karakter olan Ichigo’nun odasında beliren Rukia aslında bir Shinigami’dir. Tartışan ikilinin tartışmaları da odaya Hollow yani kötü bir ruhun girmesiyle kesilir. Rukia, Ichigo’yu korumak ister, ancak ciddi bir şekilde yaralanınca da gücünün yarısını ona verir ve da kötü ruhu hemen yener. Sonraki gün ise Rukia sınıfına gelir normla transfer bir öğrenci olarak, bu sefer üstelik normla bir insan gibidir. Başlarda Rukia onun tüm gücünü emdiğini ve bu yüzden de normal insan dünyasında kalmak zorunda olduğunu düşünür kendinin. Bu yüzden de gücünün iyileşmesini beklerken de bir insan bedeni kullanır. Bu sırada da Ichigo bu ölüm tanrısı rolünü üstlenmek zorunda kalır.